Üreterosel, doğuştan gelen bir durumdur; yani doğumda mevcuttur. Böbrekten mesaneye idrar taşıyan tüp olan üreterin ucu şişerek mesanenin içinde kese benzeri bir yapı oluşturur. Bu şişlik, idrar akışını engelleyebilir ve idrar birikimine, potansiyel böbrek hasarına ve idrar yolu enfeksiyonlarına (İYE) yol açabilir. Üreterosel, kadınlarda daha yaygındır ve bir veya her iki üreteri etkileyebilir. Tedavi, durumun şiddetine bağlı olarak değişir ve tıkanıklığı gidermek ve idrar akışını iyileştirmek için ameliyat içerebilir.
Üreterosel nedir?
Üreterosel, üreterin mesaneye bağlandığı alt kısmının dışa doğru şişerek balon benzeri bir kese oluşturduğu bir tıbbi durumdur. Bu, böbrekten mesaneye olan idrar akışını kısmen veya tamamen engelleyebilir ve idrar tutma, İYE’ler ve idrar birikiminden kaynaklanan böbrek hasarı gibi sorunlara yol açabilir. Üreteroseller genellikle doğuştandır ve çocuklarda teşhis edilme olasılığı yüksektir, ayrıca kadınlarda daha yaygındır.
Üreteroselin nedenleri nelerdir?
Üreteroselin kesin nedeni tam olarak anlaşılamamıştır, ancak doğum öncesinde idrar yolundaki gelişimsel anormalliklere bağlı olduğu düşünülmektedir. Olası nedenler şunlardır:
- Doğuştan gelen malformasyon: Üreteroseller tipik olarak fetal gelişim sırasında bir doğum kusurunun sonucu olarak gelişir. Bu, üreterin alt ucunun daralmasına ve idrarın düzgün akışını engelleyerek şişmeye yol açabilir.
- Üreterin çift olması: Bazı durumlarda, bir kişi tek bir böbrekten iki üreterle (çift toplayıcı sistem) doğabilir. Bu durumda üst üreter, anormal gelişim nedeniyle üreterosel oluşturma eğilimindedir.
- Üreterovezikal bileşkedeki tıkanıklık: Bu, üreterin mesaneyle birleştiği yerdeki bir tıkanıklığı ifade eder. Bu bağlantıdaki yapısal bir kusur, idrarın normal şekilde boşalmasını engelleyerek üreterosel oluşumuna neden olabilir.
- Genetik faktörler: Doğrudan bir genetik neden açıkça tanımlanmamış olsa da, üreterosel dahil olmak üzere doğumsal idrar yolu anormallikleri ailelerde görülebilir ve genetik bir yatkınlığa işaret edebilir.
Üreteroselin belirtileri nelerdir?
Üreteroselin belirtileri, büyüklüğüne, şiddetine ve idrar yolunda tıkanıklık yapıp yapmadığına bağlı olarak değişebilir. Özellikle çocuklarda, bazı durumlarda üreterosel herhangi bir belirti göstermeyebilir ve görüntüleme testleri sırasında tesadüfen keşfedilebilir. Yaygın belirtiler şunlardır:
- İdrar yolu enfeksiyonları: Özellikle küçük çocuklarda sık İYE’ler en yaygın belirtilerden biridir.
- Karın veya yan ağrısı: Alt karın veya yanlarda (yan bölge) ağrı, idrar tıkanıklığı veya enfeksiyon nedeniyle oluşabilir.
- İdrar yapmada zorluk veya sık idrar yapma ihtiyacı: Bazı kişilerde idrar tutma, idrara başlama zorluğu veya artan idrara çıkma isteği görülebilir.
- Hematüri (idrarda kan): İdrarda kan, idrar yolundaki enfeksiyon veya tahriş nedeniyle ortaya çıkabilir.
- Vezikoüreteral reflü (VUR): Bu durum, idrarın mesaneden üreterlere ve böbreklere geri kaçması demektir ve böbrek şişmesi ve zamanla hasara yol açar.
- Yetersiz büyüme veya gelişim geriliği: Bebeklerde, kronik enfeksiyon veya böbrek sorunları normal büyüme ve gelişimi etkileyebilir.
Üreterosel tanısı nasıl konur?
Tanı testi seçimi, kişinin semptomlarına ve şüphelenilen üreteroselin karmaşıklığına bağlıdır. Yaygın tanı yöntemleri şunlardır:
- Ultrason (üriner sistem USG): Genişlemiş bir üreter, mesanedeki bir kese veya idrar birikiminden kaynaklanan böbrek şişmesi (hidronefroz) belirtilerini gösterebilir.
- Voiding sistoüretrogram (VCUG): Mesaneyi kontrast boya ile doldurmayı ve hastanın idrar yaparken X-ışını görüntüleri almayı içerir. Bu, üreterlere idrarın geri kaçıp kaçmadığını gösterebilir.
- İntravenöz pyelogram (IVP): Bir damara kontrast boya enjekte edilir ve boya böbreklerden, üreterlerden ve mesaneden geçerken X-ışını görüntüleri alınır. Bu, üreterosel veya tıkanıklık gibi idrar yolu anormalliklerini vurgulamaya yardımcı olur.
- Manyetik rezonans ürografisi (MRU) veya BT ürografisi: Çift üreter gibi karmaşık bir anatomi varsa özellikle yararlıdır.
- Renal sintigrafi (DMSA taraması): Bu nükleer tıp taraması, her böbreğin kanı ne kadar iyi filtrelediğini değerlendirerek böbrek fonksiyonunu inceler.
- Sistoskopi: Üreteroselin doğrudan görselleştirilmesini sağlar ve boyutunu ve mesanedeki konumunu değerlendirmeye yardımcı olur.
Üreteroselin komplikasyonları nelerdir?
Tedavi edilmezse üreterosel böbrek ve idrar yolu sağlığını etkileyebilecek birçok komplikasyona yol açabilir. Yaygın komplikasyonlar şunlardır:
- İdrar yolu enfeksiyonları
- Vezikoüreteral reflü
- Böbrek hasarı
- İdrar tutma ve tıkanıklık
- Zayıf büyüme ve gelişim
- Mesane fonksiyon bozukluğu
Üreterosel tedavisi nasıl yapılır?
Üreterosel tedavisi, büyüklüğüne, konumuna, semptomların şiddetine ve böbrek hasarı riski olup olmamasına bağlıdır. Ana hedef, normal idrar akışını sağlamak, enfeksiyonları önlemek ve böbrek fonksiyonunu korumaktır. Yaygın tedavi seçenekleri şunlardır:
- Endoskopik cerrahi: Bu minimal invaziv prosedür, üreteroselin endoskopik olarak mesaneden girilerek kesilmesini içerir. Bu, idrarın üreterden mesaneye serbestçe akmasını sağlar ve tekrarlayan enfeksiyon ve tıkanıklık riskini azaltır.
- Üreteral reimplantasyon (UNC): Üreterosel veya üreter anatomisinin karmaşık olduğu durumlarda cerrahi reimplantasyon gerekebilir. Bu, üreterin mesane ile bağlantısını yeniden konumlandırmayı ve reflüyü önlemeyi içerir.
- Üst pol nefrektomisi: Üreterosel, bir çift üreter sistemi ile ilişkiliyse ve böbreğin üst kısmına önemli ölçüde zarar vermişse, etkilenen kısmın çıkarılması gerekebilir.
- Parsiyel veya tam nefroureterektomi: Böbrek artık düzgün çalışmıyorsa, etkilenen böbrek ve üreterin çıkarılması gerekebilir.
- Antibiyotik profilaksisi: Bazı durumlarda, idrar yolu enfeksiyonlarını önlemek için düşük dozda antibiyotik reçete edilebilir.
- Yakın takip: Belirti göstermeyen küçük üreteroseller için, düzenli görüntüleme ile takip önerilebilir. Durum kötüleşirse, daha aktif tedavi uygulanabilir.
Özet
Üreterosel, üreterin ucunun mesane içinde bir kese oluşturacak şekilde şiştiği doğuştan gelen bir durumdur. Bu durum, idrar akışını engelleyerek idrar yolu enfeksiyonlarına, böbrek şişmesine veya böbrek hasarına neden olabilir. Belirtiler arasında karın ağrısı, sık İYE’ler ve idrar yapmada zorluk olabilir; ancak bazı durumlar belirtisizdir. Tanı, ultrason veya sistoskopi gibi görüntüleme testlerini içerir. Tedavi seçenekleri, tıkanıklığı gidermek için minimal invaziv endoskopik cerrahiden daha karmaşık cerrahiye kadar değişir. Erken tedavi, böbrek hasarını ve tekrarlayan enfeksiyonları önlemek için önemlidir.
Prof. Dr. Emin ÖZBEK
Ürolog
İstanbul- TÜRKİYE
Cevap bırakın