İUC Tıp Fakültesinden 7 Öğretim Üyesi Dünyada En Etkili Bilim İnsanları Listesinde

İUC Tıp Fakültesinden 7 Öğretim Üyesi Dünyada En Etkili Bilim İnsanları Listesinde

Stanford Üniversitesi bilim adamları tarafından her yıl gerçekleştirilen dünyanın en etkili bilim insanlarının sıralandığı listede; İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden 7 bilim insanı dünyada ilk %2’lik dilimde yer aldı.

Stanford Üniversitesinin her yıl yaptığı, dünya çapında en etkili bilim insanlarının yer aldığı liste açıklandı. Stanford Üniversitesinden yapılan çalışmada, 2020 yılına ait yayınları bakılarak 190 bin 63 bilim insanı değerlendirildi. Liste, bilimsel yayınlarla bilinen yayıncılık şirketi olan Elsevier tarafından yayımlandı. Stanford Üniversitesinden yapılan açıklamada, listelerin oluşturulmasında; patent sayısı, yapılan atıf sayısı, h-indeks, hm-indeks, makale sayısı, atıf alan makale sayısı, nitelikli yayın sayısı ve yayınların yer aldığı dergilerin etkisi gibi kriterler dikkate alındı. Bilim insanları 22 bilimsel alan ve 176 alt alana ayrıldı. 

Stanford Üniversitesinin hazırladığı Elsevier Atıf Metriklerine göre dünyada ilk %2’lik dilime giren ve en etkili bilim İnsanları Arasında Yer alan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden 7 bilim insanı dünyada ilk %2’lik dilimde yer aldı.

  • Prof. Dr. Emin ÖZBEK, Üroloji
  • Prof. Dr. Emire Seyahi, Romatoloj
  • Prof. Dr. Abdülbari BENER, Biyoist.
  • Prof. Dr. Hafize UZUN, Biyokimya
  • Prof. Dr. Altan ONAT, Kardiyoloji
  • Prof. Dr. Aksel SİVA, Nöroloji
  • Prof. Dr. Volkan YUMUK,  İç Hast.

Ben de 2000 yılında ayni listede yer aldım, benzer şekilde 2021 yılında yapılan sıralamada da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde Üroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi olarak dünyada ilk %2’lik listede yer aldım.

Birkaç ay önce çalıştığım üniversiteden uygun çalışma ortamı bulamadığım için ayrıldım.

Ülkemiz gelecekte umarım bu tür çalışmaların, başarıların değer verildiği ülkeler arasına girer, Atama-yükseltme ve göreve getirmede aristokrasi değil, meritokrasi ön planda tutulur. Üniversitelerdeki akademik kadrolar sadakata değil, liyakata göre verilir, akademik kadrolar istihdam odaklı yerler olarak değil, araştırma odaklı görevler olarak değerlendirilir, üniversitelerde akademisyenler bulunduğu koltuk sayesinde yükselen değil, oturduğu makamı ve koltuğu yükselten insanlardan oluşur, üniversiteler mobingin ön planda olduğu kurumlar değil, rekabetin olduğu kurumlar haline gelir, üniversiteler fikri hür vicdanı hür, özgür düşünen, bilim üreten insanlardan oluşur.

Türk üniversitelerinin çağdaş dünya üniversiteleri ile yarışabilmesinin önündeki en büyük engel, “academic inbreeding”, yani ayni üniversitede kariyere başlayan akademisyenlerin emekliye ayrılana kadar ayni kurumda kalmasıdır. Bu durum bir tür “akraba evliliği”dir. Akraba evliliğinde genetik hastalıklar nasılki nesilden nesile geçerse burada da sorunlar ayni şekilde nesilden nesile geçer, yenilikçi, dünya ile rekabet eden öğretim üyeleri değil, birbirleriyle uğraşan ve bilgi üretemeyen insanlar topluluğu ortaya çıkar. Oysa gelişmiş batı ülkelerinde bu konu yasal olarak düzenlenmiştir. Üniversite eğitimi dahil tüm akademik hayatını bulunduğu kurumda geçirip en büyük özelliği olarak “çekirdekten o kurumda olma” özelliğini öne çıkaran, öğrencisine, asistanına ve topluma hiçbir şey vermeyen, veremeyen “akademisyen” olarak geçinen insanları bilimsel üretkenlikleri ile değerlendiren  mekanizmaların oluşturulması gerekmektedir. Aksi taktirde, bu yapı ile             çağdaş, muasır medeniyetler seviyesine” ulaşılması hayalden öte geçemez, üniversiteler “kağıttan kaplan” olmaktan kurtulamazlar…

Prof. Dr. Emin ÖZBEK

Üroloji Uzmanı

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

WhatsApp
1