Romatolojik hastalıkları olan hastalarda erektil disfonksiyon (ED), durumun fizyolojik belirtileri ile psikolojik sonuçları arasında karmaşık bir etkileşim sunar. Romatoid artrit, sistemik lupus eritematozus ve ankilozan spondilit gibi geniş bir hastalık yelpazesini kapsayan romatolojik hastalıklar sıklıkla kronik inflamasyonu ve vasküler, nörolojik ve endokrin fonksiyonlar da dahil olmak üzere vücuttaki birçok sistemi etkileyebilen otoimmün süreçleri içerir.
Bu makalemde romatizmal hastalığı olan kişilerde görülen ereksiyon sorunu, nedenleri ve tedavisi hakkında genel ve güncel bilgiler vereceğim.
Nedenler
Romatolojik hastalığı olan hastalarda ED, hem altta yatan durumun fizyolojik etkilerinden hem de kronik bir hastalıkla yaşamanın psikososyal etkilerinden kaynaklanan çok faktörlüdür. Bu popülasyonda ED’ye katkıda bulunan bazı temel faktörler şunlardır:
- Damar Disfonksiyonu: Romatoid artrit ve sistemik lupus eritematozus gibi romatolojik hastalıklar kan damarlarında iltihaplanma ve hasara yol açarak genital bölgeye kan akışını bozabilir. Kötü damar sağlığı ED’nin yaygın bir nedenidir.
- Nörolojik Komplikasyonlar: Ankilozan spondilit gibi bazı romatolojik durumlar sinir sistemini etkileyerek nöropatilere veya sinir hasarına yol açabilir. Sinir disfonksiyonu ereksiyonun sağlanmasında ve sürdürülmesinde çok önemli bir rol oynar.
- Hormonal Dengesizlik: Bazı romatolojik hastalıklarda, testosteron düzeylerinde bozulmalar da dahil olmak üzere endokrin bozuklukları yaygındır. Testosteron libido ve erektil fonksiyon için gereklidir ve seviyelerindeki değişiklikler ED’ye katkıda bulunabilir.
- İlaçlar: Kortikosteroidler ve bağışıklık baskılayıcılar gibi romatolojik hastalıkları tedavi etmek için kullanılan birçok ilacın cinsel işlev üzerinde olumsuz etkileri olabilir. Bu ilaçlar hormon düzeylerine müdahale edebilir veya damar sağlığı ve sinir fonksiyonu üzerinde doğrudan etkiye sahip olabilir.
- Psikolojik Faktörler: Kronik bir romatolojik hastalıkla yaşamak psikolojik strese, kaygıya, depresyona ve vücut imajı sorunlarına yol açabilir; bunların hepsinin ED’ye katkıda bulunduğu bilinmektedir. Hastalığın psikolojik yükü cinsel işlev bozukluğunu şiddetlendirebilir.
- Fiziksel Sınırlamalar: Romatolojik hastalıklarla ilişkili ağrı, sertlik, yorgunluk ve fiziksel sınırlamalar cinsel isteği ve performansı etkileyebilir. Bu semptomlar cinsel aktivitenin ve yakınlığın azalmasına yol açarak ED’yi daha da şiddetlendirebilir.
- Sistemik İnflamasyon: Birçok romatolojik hastalığın ayırt edici özelliği olan kronik inflamasyon, endotel disfonksiyonuna ve ateroskleroza katkıda bulunarak damar sağlığını daha da tehlikeye atabilir ve ED’ye katkıda bulunabilir.
- Eşzamanlı Sağlık Durumları: Romatolojik hastalıkları olan hastalarda sıklıkla diyabet, hipertansiyon ve obezite gibi ED için ek risk faktörleri olan başka eşlik eden hastalıklar da bulunur.
Teşhis
Romatolojik hastalığı olan hastalarda ED, durumun hem fiziksel hem de psikolojik yönlerini dikkate alan kapsamlı bir değerlendirmeyi içerir. Teşhis sürecine genel bir bakış:
- Tıbbi Geçmiş: Ürolog, hastanın romatolojik hastalığı, ciddiyeti, süresi ve tedavileri hakkında bilgiler dahil olmak üzere ayrıntılı bir tıbbi öykü alarak başlayacaktır. Ayrıca ED semptomlarının başlangıcı ve süresi, herhangi bir tetikleyici faktör ve ED’ye katkıda bulunabilecek diğer tıbbi durumların veya ilaçların varlığı hakkında da bilgi alacaklardır.
- Fizik Muayene: Eklem şişmesi, şekil bozuklukları veya cilt belirtileri gibi romatolojik hastalık aktivitesinin işaretlerini değerlendirmek için kapsamlı bir fizik muayene yapılacaktır. Ek olarak, sağlık uzmanı herhangi bir anatomik anormallik veya vasküler veya nörolojik fonksiyon bozukluğu belirtileri olup olmadığını değerlendirmek için genital muayene yapabilir.
- Laboratuvar Testleri: Diyabet, hipertansiyon, hiperlipidemi veya hormonal dengesizlikler gibi ED’ye katkıda bulunabilecek altta yatan tıbbi durumların değerlendirilmesi için laboratuvar testleri istenebilir. Spesifik testler kan şekeri seviyelerini, lipit profilini, hormon seviyelerini (testosteron dahil) ve inflamasyon belirteçlerini içerebilir.
- Görüntüleme Çalışmaları: Bazı durumlarda, penis kan akışını değerlendirmek ve vasküler sistemdeki ED’ye neden olabilecek veya katkıda bulunabilecek herhangi bir anormalliği tespit etmek için Doppler ultrasonografi gibi görüntüleme çalışmaları yapılabilir.
- Psikolojik Değerlendirme: Kronik bir romatolojik hastalıkla yaşamanın önemli psikolojik etkisi göz önüne alındığında, duygudurum bozukluklarının (depresyon veya anksiyete gibi), stres etkenlerinin, ilişki sorunlarının veya başka psikososyal faktörlerin varlığının değerlendirilmesi için psikolojik bir değerlendirme gerekli olabilir. ED’ye katkıda bulunmak.
- Anketler: ED semptomlarının ciddiyetini değerlendirmek, yaşam kalitesi üzerindeki etkisini değerlendirmek ve zaman içindeki tedavi sonuçlarını izlemek için Uluslararası Erektil Fonksiyon İndeksi (IIEF) gibi çeşitli onaylanmış anketler kullanılabilir.
- İşbirlikçi Yaklaşım: Romatolojik hastalıkları olan hastalarda ED’nin tanısı ve tedavisi sıklıkla romatologları, ürologları, endokrinologları ve ruh sağlığı uzmanlarını içeren multidisipliner bir yaklaşımı gerektirir. Bu uzmanlar arasındaki işbirliği, bu popülasyonda ED’ye katkıda bulunan fizyolojik ve psikolojik faktörlerin karmaşık etkileşimini ele almak için gereklidir.
Tedavi
Romatolojik hastalıkları olan hastalarda ED’yi tedavi etmek, hem altta yatan romatolojik durumu hem de ED’ye katkıda bulunan spesifik faktörleri ele alan kapsamlı bir yaklaşım gerektirir. Yaygın olarak kabul edilen bazı tedavi seçenekleri şunlardır:
Altta Gelen Romatolojik Hastalığın Yönetimi:
- Romatolojik hastalığın tedavisini optimize etmek çoğu zaman ereksiyon fonksiyonunu iyileştirebilir. Bu, bireysel hastanın ihtiyaçlarına göre uyarlanmış, hastalığı değiştiren antiromatizmal ilaçlar (DMARD’ler), biyolojik ajanlar, kortikosteroidler veya steroid olmayan antiinflamatuar ilaçlar (NSAID’ler) gibi ilaçları içerebilir.
- Fizik tedavi, egzersiz ve yaşam tarzı değişiklikleri de semptomların yönetilmesinde ve genel sağlığın iyileştirilmesinde rol oynayabilir.
Erektil Disfonksiyon için İlaçlar:
- Sildenafil (Viagra), tadalafil (Cialis) veya vardenafil (Levitra) gibi oral fosfodiesteraz tip 5 (PDE5) inhibitörleri genellikle ED için birinci basamak tedaviler olarak reçete edilir. Bu ilaçlar nitrik oksidin etkilerini artırarak penise kan akışının artmasına neden olur.
- Kardiyovasküler rahatsızlıklar nedeniyle nitrat veya alfa bloker kullanan romatolojik hastalıkları olan hastalarda, potansiyel etkileşimler nedeniyle PDE5 inhibitörleri kontrendike olabilir. Bu gibi durumlarda alternatif tedaviler düşünülmelidir.
İntraüretral Fitiller veya Penil Enjeksiyonlar:
- Bir prostaglandin E1 analoğu olan Alprostadil, penis kan akışını uyarmak ve ereksiyon sağlamak için intraüretral fitil (MUSE) olarak uygulanabilir veya doğrudan penise enjekte edilebilir (intrakavernozal enjeksiyonlar).
- Vakumlu Ereksiyon Cihazları (VED’ler):
- VED’ler, penise kan çekmek için negatif basınç kullanan ve ereksiyona neden olan invaziv olmayan cihazlardır. ED için tek başına veya diğer tedavilerle kombinasyon halinde kullanılabilirler.
Hormon değişim tedavisi:
- Düşük testosteron seviyeleri gibi belgelenmiş hormonal dengesizlikleri olan hastalarda, libidoyu ve ereksiyon fonksiyonunu iyileştirmek için hormon replasman tedavisi düşünülebilir.
Psikolojik Danışmanlık:
- Stres, anksiyete, depresyon veya ilişki sorunları gibi psikolojik faktörlerin ele alınması ED’nin yönetilmesinde esastır. Bilişsel-davranışçı terapi (CBT), seks terapisi veya çift danışmanlığı bu endişelerin giderilmesinde faydalı olabilir.
Yaşam Tarzı Değişiklikleri:
- Sigarayı bırakma, kilo yönetimi, düzenli egzersiz ve alkol tüketiminin azaltılması gibi yaşam tarzı değişikliklerinin teşvik edilmesi genel damar sağlığını iyileştirebilir ve ED semptomlarının hafifletilmesine yardımcı olabilir.
Cerrahi Müdahaleler:
- Diğer tedavilerin başarısız olduğu durumlarda, acil servis yönetimi için son çare olarak penis implantları (penis protezi) gibi cerrahi seçenekler düşünülebilir.
Özet
Romatolojik hastalıklar ile erektil disfonksiyon arasındaki ilişkiyi anlamak, kapsamlı hasta bakımı için çok önemlidir ve bu birbiriyle bağlantılı sağlık sorunlarının hem fiziksel hem de duygusal yönlerini ele alan multidisipliner bir yaklaşımı gerektirir. Sonunda hastaya uygun tedavi seçeneği uygulanır.
Prof. Dr. Emin ÖZBEK
Ürolog
İstanbul- TÜRKİYE
Cevap bırakın