BPH ve Prostat Kanseri Arasındaki Fark Nedir?

BPH ve Prostat Kanseri Arasındaki Fark Nedir?

Erkek üreme sistemi, erkekler yaşlandıkça çeşitli değişikliklere uğrar ve prostatı etkileyen iki yaygın hastalık, Benign Prostat Hiperplazisi (BPH, iyi huylu prostat büyümesi) ve prostat kanseridir. Her ikisi de prostat bezini ilgilendirse de doğaları, nedenleri ve sağlığa etkileri bakımından önemli ölçüde farklılık gösterirler. Doğru tanı ve uygun tedaviyi sağlamak için bu iki durumu birbirinden ayırmak çok önemlidir. Bu genel bakışta bu makalemde, BPH ile prostat kanseri arasındaki temel farklara değinerek, bunların farklı özelliklerine, risk faktörlerine, semptomlarına ve potansiyel tedavi seçeneklerine dair genel bilgiler vereceğim.

BPH ile prostat kanseri arasındaki farkları anlamak, teşhis ve tedaviye ilişkin bilinçli karar verme açısından çok önemlidir. Bu koşullar bazı ortak semptomları paylaştığından, doğru değerlendirme ve kişiselleştirilmiş bakım için bir üroloğa danışmak önemlidir.

BPH ve prostat kanseri nedir?

BPH (İyi Huylu Prostat Hiperplazisi, Büyümesi): BPH, prostat bezinin büyümesiyle karakterize, genellikle üretra üzerindeki artan baskı nedeniyle idrar semptomlarına neden olan, kanserli olmayan bir durumdur.

Prostat Kanseri: Prostat kanseri, prostat bezindeki anormal hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğaldığı ve potansiyel olarak diğer doku ve organlara yayıldığı kötü huylu bir hastalıktır. Erkeklerde en sık görülen kanserlerden biridir.

İnsidans ve prevalans (görülme sıklığı, yaygınlık)

BPH (İyi Huylu Prostat Hiperplazisi):

  • Görülme sıklığı: BPH yaşlanan erkekler arasında oldukça yaygındır ve görülme sıklığı yaşla birlikte artar. 60 yaşına gelindiğinde erkeklerin yarısından fazlasında BPH semptomları görülür ve bu oran 85 yaş ve üzeri kişilerde yaklaşık %90’a yükselir.
  • Yaygınlık: BPH dünya çapında milyonlarca erkeği etkileyen yaygın bir durumdur. Tüm vakalar tıbbi müdahale gerektirmese de yaygınlığı, semptomlarını anlamanın ve yönetmenin önemini vurgulamaktadır.

Prostat kanseri:

  • İnsidans: Prostat kanseri erkekler arasında en sık görülen kanserdir ve insidans oranları dünya çapında farklılık göstermektedir. Yaş önemli bir faktördür ve 50 yaşından sonra risk önemli ölçüde artar. Ancak genç erkeklerde de ortaya çıkabilir.
  • Yaygınlık: Prostat kanserinin görülme sıklığı oldukça yüksektir ve erkeklerin önemli bir bölümüne yaşamları boyunca bu kanser tanısı konacağı tahmin edilmektedir. Ancak vakaların çoğunluğu yavaş büyüyor ve hepsi agresif tedavi gerektirmiyor. Düzenli tarama ve erken teşhis, prostat kanseri prevalansının yönetilmesinde çok önemli bir rol oynamaktadır.

Kalıtım (genetik)

BPH (İyi Huylu Prostat Hiperplazisi):

  • Kalıtım: BPH’nin gelişiminde kalıtsal (ırsi) bir bileşen olduğunu öne süren bazı kanıtlar vardır. Ailesinde BPH öyküsü olan erkeklerin bu durumu yaşama riski daha yüksek olabilir. Ancak BPH’ye katkıda bulunan kesin genetik faktörler halen araştırılmaktadır.

Prostat kanseri:

  • Kalıtım: Kalıtım, prostat kanserine yakalanma riskinde dikkate değer bir rol oynar. Ailesinde prostat kanseri öyküsü olan erkeklerde, özellikle de birinci derece akrabalarda (baba, erkek kardeş) hastalığa yakalanma olasılığı daha yüksektir. Bazı genetik mutasyonlar ve varyasyonlar daha yüksek prostat kanseri riski ile ilişkilidir, bu da etiyolojisinde ailesel faktörlerin önemini vurgulamaktadır. Erken teşhis ve uygun yönetimi sağlamak için aile öyküsü olan bireylere sıklıkla düzenli taramalar önerilir.

Etiyoloji

BPH (İyi Huylu Prostat Hiperplazisi): BPH’nin kesin nedeni tam olarak anlaşılamamıştır, ancak yaşlanmayla ilişkili hormonal değişikliklerden, özellikle de dihidrotestosteron (DHT) artışından etkilendiğine inanılmaktadır. Genetik ve ailesel faktörler de BPH gelişimine katkıda bulunabilir. Ek olarak inflamasyon ve hormonal dengesizliklerin de BPH etiyolojisine katkıda bulunan potansiyel faktörler olduğu düşünülmektedir.

Prostat kanseri: Prostat kanserinin etiyolojisi çok faktörlüdür. Genetik yatkınlık, aile öyküsü ve ırk önemli faktörlerdir. BRCA1 ve BRCA2 gibi spesifik genlerdeki mutasyonlar artan riskle ilişkilidir. Hormonal etkiler, özellikle testosteron ve türevleri, prostat kanserinin gelişiminde ve ilerlemesinde rol oynamaktadır. Yaş çok önemli bir faktördür ve risk 50 yaşından sonra önemli ölçüde artar. Yüksek yağlı diyetler de dahil olmak üzere diyet ve yaşam tarzı faktörleri de prostat kanserinin etiyolojisine katkıda bulunabilir. Bu faktörleri anlamak risk değerlendirmesine, önleme ve erken tespit stratejilerine yardımcı olur.

Prostat kanseri ve BPH mekanizmaları

Prostat Kanserinin Mekanizmaları:

  • Genetik Mutasyonlar: Prostat kanseri genetik değişikliklerle ilişkilidir. BRCA1 ve BRCA2 gibi spesifik genlerdeki mutasyonlar, prostat kanserine yakalanma riskinin artmasıyla bağlantılıdır.
  • Androjen Hormonları: Testosteron ve türevi dihidrotestosteron (DHT), prostatın gelişiminde ve büyümesinde çok önemli bir rol oynar. Bazı durumlarda androjen hormonlarındaki dengesizlik prostat kanserinin başlamasına ve ilerlemesine katkıda bulunabilir.
  • Enflamasyon: Prostattaki kronik inflamasyon, prostat kanserinin gelişimine katkıda bulunabilir. Enflamatuar süreçler genetik mutasyonlara yol açabilir ve kanserli hücrelerin hayatta kalmasını ve büyümesini destekleyebilir.
  • Yaşa Bağlı Değişiklikler: Prostat kanseri riski yaşla birlikte artar; bu da yaşa bağlı değişikliklerin, muhtemelen kümülatif genetik mutasyonların, hormonal değişikliklerin ve çevresel faktörlerin prostat kanserinin gelişimine katkıda bulunduğunu düşündürmektedir.
  • Çevresel ve Yaşam Tarzı Faktörleri: Diyet, yaşam tarzı seçimleri ve çevresel maruziyetler prostat kanseri riskini etkileyebilir. Yüksek yağlı diyetler, obezite ve bazı çevresel toksinlere maruz kalma prostat kanserinin gelişimine katkıda bulunabilir.

Benign Prostat Hiperplazisinin (BPH) Mekanizmaları:

Bu mekanizmaları anlamak, hem prostat kanseri hem de BPH’ye yönelik hedefe yönelik müdahaleler ve tedaviler geliştirmek için çok önemlidir. Devam eden araştırmalar, moleküler ve hücresel düzeyde bu koşullar hakkındaki bilgilerimizi artırmaya devam ediyor.

  • Hormonal Değişiklikler: Yaşlanma, hormon seviyelerindeki değişikliklerle, özellikle de DHT’deki artışla ilişkilidir. Özellikle androjenleri içeren hormonal dengesizlikler, BPH’de prostat hücrelerinin aşırı büyümesine katkıda bulunur.
  • Hücresel Proliferasyon: BPH, prostat hücrelerinin sayısında artışla karakterize olup, bu da bezin büyümesine yol açar. Aşırı hücre proliferasyonunu tetikleyen kesin mekanizmalar tam olarak anlaşılamamıştır ancak hormonal ve büyüme faktörü sinyallerini içerdiğine inanılmaktadır.
  • İnflamatuar Süreçler: Prostat içindeki inflamasyon BPH’nin gelişiminde rol oynayabilir. Kronik inflamasyon hücresel değişikliklere ve büyümeyi teşvik eden faktörlerin birikmesine yol açabilir.
  • Stromal ve Epitel Değişiklikleri: Prostatın stromal ve epitelyal bileşenlerindeki değişiklikler BPH gelişimine katkıda bulunur. Bu değişiklikler hücre çoğalması ve hücre ölümü arasındaki dengedeki değişiklikleri içerir.
  • Genetik ve Ailesel Faktörler: BPH’ye genetik yatkınlığı gösteren kanıtlar vardır. Ailesel faktörler ve spesifik genetik varyasyonlar, bireyin prostat büyümesine duyarlılığına katkıda bulunabilir.

BPH ve prostat kanseri belirtileri

Hem BPH’nin hem de prostat kanserinin idrar semptomlarını paylaşabileceğini unutmamak önemlidir. Ancak temel ayrım bu koşulların doğasında yatmaktadır. BPH, prostatın kanserli olmayan bir büyümesi olsa da, prostat kanseri, bez içindeki kötü huylu hücrelerin büyümesini içerir. Özellikle prostat kanseri durumunda bu semptomlardan herhangi birini yaşıyorsanız, değerlendirme ve teşhis için derhal tıbbi yardım istemek çok önemlidir. Özellikle yüksek risk altındaki kişiler için düzenli taramalar prostat kanserinin erken teşhisine yardımcı olabilir.

Benign Prostat Hiperplazisinin (BPH) Belirtileri:

  • İdrar Sıklığı: Özellikle geceleri idrara çıkma ihtiyacının artması.
  • Aciliyet: Ani ve zorlayıcı idrara çıkma ihtiyacı.
  • Zayıf İdrar Akışı: İdrar akışının gücü veya kalibresinin azalması.
  • İdrar Yapmada Zorluk: İdrar akışının başlatılmasında zorluk.
  • Eksik Boşalma: İdrar yaptıktan sonra mesanenin tam olarak boşalmadığı hissi.
  • Aralıklı Akış: İdrar akışının durdurulması ve başlatılması.
  • İdrar yaparken ıkınma: İdrar yaparken zorlanma veya zorluk.
  • İdrar Sonunda Damlama: İdrarın tamamlanmasından sonra idrar damlasının çıkması.
  • Mesane İnkontinansı: Bazı durumlarda BPH idrar kaçırmaya neden olabilir.

Prostat Kanserinin Belirtileri:

  • Erken Dönemde Belirti Vermez: Prostat kanseri erken evrelerde belirgin semptomlara neden olmayabilir. Erken teşhis için düzenli taramalar çok önemli.
  • İdrar Değişiklikleri: Artan sıklık, aciliyet, idrara çıkmayı başlatma veya durdurmada zorluk veya zayıf idrar akışı gibi idrar yapma alışkanlıklarındaki değişiklikler.
  • İdrarda veya Menide Kan: Hematüri (idrarda kan) veya hematospermi (menide kan).
  • Erektil Disfonksiyon: Ereksiyonu sağlama veya sürdürmede zorluk.
  • Pelvik Rahatsızlık: Pelvik bölgede, belde veya kalçada rahatsızlık veya ağrı.
  • Kemik Ağrısı: İlerlemiş prostat kanseri kemiklere yayılarak özellikle omurga, kalça ve leğen kemiğinde ağrıya neden olabilir.
  • Kilo Kaybı ve Yorgunluk: Açıklanamayan kilo kaybı ve sürekli yorgunluk.
  • Bacak Şişmesi: Kanserin lenf bezlerine yayılması durumunda bacaklarda şişme meydana gelebilir.

BPH ve prostat kanserinin muayenesi

İyi Huylu Prostat Hiperplazisi (BPH) ve Prostat Kanserinin muayenesi semptomların değerlendirilmesini, dijital rektal muayeneler ve PSA testleri gibi teşhis testlerinin yapılmasını ve sıklıkla ultrason veya MRI gibi görüntüleme çalışmalarını içerir. BPH, prostat bezinin kanserli olmayan bir büyümesidir ve üriner semptomlara yol açar; prostat kanseri ise prostat bezindeki hücrelerin anormal büyümesidir ve potansiyel olarak benzer semptomlara neden olur.

İki durum arasında ayrım yapmak, uygun yönetim ve tedavi için çok önemlidir. Tedavi seçenekleri, teşhis edilen durumun ciddiyetine ve türüne bağlı olarak dikkatli beklemekten ilaç tedavisine ve cerrahi müdahalelere kadar değişir. Düzenli taramalar ve üroloji uzmanı ile istişareler, hem BPH’nin hem de prostat kanserinin erken teşhisi ve etkili yönetimi için çok önemlidir.

BPH ve prostat kanseri tanısı (teşhisi nasıl konur?)

Erken teşhis ve doğru teşhis hem BPH hem de prostat kanseri için kritik öneme sahiptir. Semptomları olan veya daha yüksek risk altında olan hastalar, kapsamlı bir değerlendirme ve uygun teşhis testleri için bir sağlık uzmanına başvurmalıdır. Risk faktörü taşıyan bireylerin özellikle prostat kanserine yönelik düzenli taramaları önerilmektedir.

Benign Prostat Hiperplazisi (BPH) Tanısı:

  • Tıbbi Geçmiş ve Fizik Muayene: Bir sağlık uzmanı, hastanın semptomlarını, tıbbi geçmişini tartışacak ve prostatın büyüklüğünü ve durumunu değerlendirmek için dijital rektal muayene (PRM) dahil olmak üzere fizik muayene yapacaktır.
  • İdrar Akışı Testleri: Üroflowmetri, boşaltılan idrarın hızını ve miktarını ölçerek idrar akışının değerlendirilmesine ve herhangi bir tıkanıklığın belirlenmesine yardımcı olur.
  • İşeme Sonrası Kalıntı Ölçümü: Bu test, eksik boşalma olup olmadığını değerlendirmek için işeme sonrasında mesanede kalan idrar miktarını ölçer.
  • Prostat Spesifik Antijen (PSA) Kan Testi: Yüksek PSA düzeyleri BPH ile ilişkilendirilebilir, ancak BPH için kesin bir teşhis aracı değildir. Yüksek PSA seviyeleri, prostat kanserini dışlamak için daha fazla araştırmaya yol açabilir.
  • Transrektal Ultrason (TRUS): TRUS, ses dalgalarını kullanarak prostatın görüntüsünü oluşturur ve büyüklüğü ve olası anormallikler hakkında bilgi sağlar.
  • Sistoskopi: Sistoskopi, mesanenin ve üretranın içini görselleştirmek ve herhangi bir engel veya anormalliği tespit etmeye yardımcı olmak için üretraya kameralı ince, esnek bir tüpün yerleştirilmesini içerir.

Prostat Kanserinin Tanısı:

  • Dijital Rektal Muayene (DRE): Bir sağlık uzmanının, eldivenli, yağlanmış parmağı rektuma sokarak prostatın büyüklüğünü, şeklini ve kıvamını değerlendirdiği bir fizik muayenedir.
  • Prostat Spesifik Antijen (PSA) Kan Testi: Yüksek PSA düzeyleri prostat kanserinin varlığına işaret edebilir, ancak aynı zamanda BPH veya prostatit gibi durumlarda da yükselebilir.
  • Prostat Biyopsisi: Prostat kanserinin kesin tanısı genellikle prostat bezinden bir iğne kullanılarak küçük bir doku örneğinin alındığı biyopsiyle konur. Numune daha sonra kanserli hücrelerin varlığı açısından mikroskop altında incelenir.
  • Görüntüleme Çalışmaları: Özellikle metastaz şüphesi varsa, kanserin boyutunu belirlemek için Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI), Bilgisayarlı Tomografi (BT) taramaları veya kemik taramaları gibi görüntüleme testleri yapılabilir.
  • Transrektal Ultrason (TRUS): TRUS, iğneyi prostat içindeki spesifik alana yönlendirmek için biyopsi ile birlikte kullanılabilir.
  • Gleason Skoru: Biyopsi örnekleri incelendikten sonra atanan Gleason skoru, prostat kanseri hücrelerinin agresifliğinin derecelendirilmesine yardımcı olur.

Laboratuvar testleri

BPH ile prostat kanserini doğru bir şekilde teşhis etmek ve ayırt etmek için sıklıkla bir test kombinasyonunun kullanıldığını unutmamak önemlidir. Bu testler, kapsamlı bir tıbbi öykü ve fizik muayenenin yanı sıra, sağlık profesyonellerinin her hasta için en uygun eylem tarzını belirlemesine yardımcı olur. Özellikle prostat kanserine yakalanma riski yüksek olan bireyler için düzenli taramalar önerilmektedir.

Benign Prostat Hiperplazisi (BPH) için Laboratuvar Testleri:

  • Prostat Spesifik Antijen (PSA) Kan Testi: Öncelikle prostat kanseri için kullanılmasına rağmen, PSA düzeyleri BPH’de de yükselebilir. Prostatın sağlığını değerlendirmek için yararlı bir belirteçtir ve yükselmesi durumunda daha fazla araştırmaya yol açabilir.
  • Prostat Kanseri İçin Laboratuvar Testleri: Prostat Spesifik Antijen (PSA) Kan Testi:
  • PSA: Yüksek PSA düzeyleri prostat kanserinin varlığına işaret edebilir ancak kesin değildir. BPH veya prostatit gibi diğer durumlar da yüksek PSA düzeylerine neden olabilir.
  • Prostat Biyopsisi: Prostat kanserinin kesin tanısı biyopsi ile konur. Bu işlem sırasında prostattan küçük bir doku örneği alınır ve mikroskop altında incelenerek kanserli hücrelerin tespiti sağlanır.
  • İdrar Testleri: Prostat kanserini veya idrarla ilgili diğer rahatsızlıkları gösterebilecek kan veya diğer belirteçlerin varlığını kontrol etmek için idrar testleri yapılabilir.
  • Hem BPH hem de Prostat Kanseri İçin Ek Testler:
  • Üroflowmetri: Bu test, boşaltılan idrarın hızını ve miktarını ölçerek idrar akışının değerlendirilmesine ve herhangi bir tıkanıklığın belirlenmesine yardımcı olur. Genellikle BPH için kullanılır.
  • İşeme Sonrası Kalıntı Ölçümü: İşeme sonrasında mesanede kalan idrar miktarını ölçerek, eksik boşalma olup olmadığının değerlendirilmesine yardımcı olur. Hem BPH hem de prostat kanseri için kullanılır.

Görüntüleme çalışmaları:

  • Transrektal Ultrason (TRUS): Prostatın görüntüsünü oluşturmak için ses dalgalarını kullanır, büyüklüğü ve anormallikleri hakkında bilgi sağlar. Yaygın olarak hem BPH hem de prostat kanseri için kullanılır.
  • Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRI): Prostatın ve çevresindeki yapıların ayrıntılı görüntülerini sağlayarak anormalliklerin tespit edilmesine ve kanserin boyutunun değerlendirilmesine yardımcı olur. Özellikle prostat kanserinin evrelendirilmesinde faydalıdır.

Sistoskopi: Mesanenin ve üretranın içini görselleştirmek için üretraya kameralı ince, esnek bir tüpün yerleştirilmesini içerir. Herhangi bir engelin veya anormalliğin belirlenmesine yardımcı olabilir ve hem BPH hem de prostat kanseri teşhisinde kullanılır.

Tedavi

Hem BPH hem de prostat kanseri için tedavi kararları semptomların şiddeti, kanserin evresi, yaş, genel sağlık durumu ve hasta tercihleri ​​gibi faktörlere bağlıdır. Bireysel ihtiyaçlara ve koşullara göre uyarlanmış en uygun tedavi planını belirlemek için sağlık hizmeti sağlayıcılarıyla kapsamlı bir görüşme yapılması önemlidir. Tedavilerin etkinliğini izlemek ve olası yan etkileri yönetmek için düzenli takip ve taramalar çok önemlidir.

Benign Prostat Hiperplazisinin (BPH) Tedavisi:

Dikkatli Bekleme / Aktif Gözetim: Özellikle hafif semptomlar için, acil müdahale olmaksızın durumun izlenmesi.

Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Genel sağlığı iyileştirmek ve semptomları yönetmek için diyet ve egzersizdeki değişiklikler.

İlaçlar:

  • Alfa Blokerler: İdrar akışını iyileştirmek için prostat yakınındaki kasları gevşetin.
  • 5-Alfa Redüktaz İnhibitörleri: Dihidrotestosteron (DHT) üretimini engelleyerek prostatın boyutunu azaltır.
  • Kombinasyon Tedavisi: Alfa blokerler ve 5-alfa redüktaz inhibitörlerinin bir kombinasyonu reçete edilebilir.

Minimal İnvaziv Prosedürler:

  • Transüretral Prostat Rezeksiyonu (TURP): Fazla prostat dokusunun üretra yoluyla cerrahi olarak çıkarılmasıdır.
  • Prostatın Transüretral İnsizyonu (TUIP): Üretra üzerindeki baskıyı azaltmak için küçük kesiler.
  • Prostatik Üretral Kaldırma (UroLift): Büyümüş prostat dokusunu kaldıran ve tutan, üretra üzerindeki baskıyı hafifleten minimal invaziv bir prosedür.

Lazer Terapisi:

  • Lazer Buharlaştırma (GreenLight): Fazla prostat dokusunu çıkarmak için lazer enerjisi kullanır.
  • Prostatın Holmium Lazer Enükleasyonu (HoLEP): Lazer kullanarak prostat dokusunu çıkarır.

Prostat Kanserinin Tedavisi:

Aktif Gözetim: Özellikle yavaş büyüyen ve düşük riskli tümörler için, kanserin acil tedavi olmaksızın izlenmesi.

Ameliyat:

  • Radikal Prostatektomi: Prostat bezinin tamamının cerrahi olarak çıkarılmasıdır.
  • Robot Yardımlı Laparoskopik Prostatektomi: Robotik yardım kullanılarak minimal invaziv cerrahi.

Radyasyon tedavisi:

  • Eksternal Işın Radyasyon Tedavisi (EBRT): Vücudun dışından prostata yönlendirilen yüksek dozda radyasyondur.
  • Brakiterapi: Radyoaktif tohumların doğrudan prostata yerleştirilmesi.

Hormon Tedavisi: Prostat kanseri hücrelerinin büyümesini yavaşlatmak için erkek hormonlarının (androjenler) seviyelerinin azaltılması.

Kemoterapi: Kanser hücrelerini öldürmek veya büyümesini yavaşlatmak için sıklıkla ileri aşamalarda veya diğer tedavilerin etkisiz olduğu durumlarda kullanılan ilaçlar.

İmmünoterapi: Bağışıklık sisteminin kanser hücrelerini hedeflemesi ve yok etmesi için uyarılması.

Hedefe Yönelik Tedavi: Kanserin büyümesinde rol oynayan spesifik molekülleri hedef alan ilaçlardır ve sıklıkla diğer tedaviler etkili olmadığında kullanılır.

Kriyoterapi: Kanser hücrelerini yok etmek için prostat dokusunun dondurulması.

Yüksek Yoğunluklu Odaklanmış Ultrason (HIFU): Kanser hücrelerini ısıtmak ve yok etmek için ultrason dalgalarının kullanılması.

Kimyasal Ablasyon: Kanser hücrelerini yok etmek için ilaçların doğrudan prostata enjekte edilmesi.

Özet

BPH idrar semptomlarına neden olan kanserli olmayan bir büyümedir, prostat kanseri ise kötü huylu hücrelerin büyümesini içerir. Her iki durumun da üriner semptomları paylaşması, tıbbi değerlendirme ve testler yoluyla doğru tanının önemini vurgulamaktadır. Prostat kanserinin erken teşhisi ve uygun tedavisi için düzenli taramalar çok önemlidir.

Özetle, BPH ile prostat kanseri arasındaki farkların anlaşılması bireyler, sağlık hizmeti sağlayıcıları ve bakıcılar için hayati önem taşımaktadır. Zamanında teşhis ve kişiye özel tedavi planları, prostatla ilişkili bu durumlardan etkilenen kişiler için daha iyi sonuçlara katkıda bulunur.

Prof. Dr. Emin ÖZBEK

Üroloji Uzmanı

İstanbul- TÜRKİYE

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

WhatsApp
1