Gece Ereksiyonları

Gece Ereksiyonları: Neden Olur, Önemi Nedir?

“Sabah sertliği” veya “uykuyla ilişkili ereksiyonlar” olarak da bilinen “gece ereksiyonları” (NE), kişi uyurken gece boyunca meydana gelen spontan penil ereksiyonları ifade eder. Bu ereksiyonlar normal bir fizyolojik olgudur ve mutlaka cinsel rüyalar veya düşüncelerle bağlantılı değildir. Canlı rüya görmeyle ilişkili olan uykunun hızlı göz hareketi (REM) aşamasında daha sık görülürler.

Gece ereksiyonları (uykuda sertleşme, ereksiyon) erkek cinsel fonksiyonunun doğal ve sağlıklı bir parçasıdır. Genel ereksiyon sağlığının bir göstergesi olarak hizmet ederler ve genellikle cinsel uyarılma veya arzuyla ilişkili değildirler. Aslında bunlar daha çok erkek üreme sistemini düzenleyen hormonal, nörolojik ve vasküler faktörlerin karmaşık etkileşiminin bir sonucudur.

NE yaşamanın erkek fizyolojisinin normal bir parçası olarak kabul edildiğini ve bunların yokluğunun altta yatan sağlık sorunlarının bir işareti olabileceğini unutmamak önemlidir. Birisinin cinsel sağlığıyla ilgili endişeleri varsa veya ereksiyonla ilgili kalıcı zorluklar yaşıyorsa, kapsamlı bir değerlendirme için bir sağlık uzmanına danışması tavsiye edilir.

NE, erektil disfonksiyon (ED, iktidarsızlık, sertleşme sorunu, ereksiyon yetersizliği) hastalarının değerlendirilmesinde sıklıkla sorduğumuz sorulardan biridir. Bu yazımda NE hakkında genel ve güncel bilgiler vereceğim.

Gece ereksiyonları ne demektir?

“Sabah ereksiyonları” veya “uykuyla ilişkili ereksiyonlar” olarak da bilinen “gece ereksiyonları”, kişi uyurken gece boyunca meydana gelen kendiliğinden ve istemsiz penis ereksiyonlarıdır. Bu ereksiyonlar erkek fizyolojisinin normal bir parçasıdır ve tipik olarak uykunun hızlı göz hareketi (REM) aşamasında meydana gelir. Genellikle sabah uyanmayla ilişkilendirilse de gecenin herhangi bir saatinde ortaya çıkabilirler.

NE mutlaka cinsel rüyalar veya uyarılma ile bağlantılı değildir ve erkek cinsel işlevinin doğal ve sağlıklı bir yönü olarak hizmet ederler. Bu ereksiyonların, erkek üreme sistemini düzenleyen hormonal, nörolojik ve vasküler faktörlerin karmaşık etkileşiminin bir sonucu olduğuna inanılmaktadır.

NE yaşamanın genellikle normal kabul edildiğini anlamak önemlidir. Bununla birlikte, birinin cinsel sağlığıyla ilgili endişeleri varsa veya ereksiyonla ilgili kalıcı sorunlar yaşıyorsa, kapsamlı bir değerlendirme için bir sağlık uzmanına danışması tavsiye edilir.

Uykuda ereksiyonu etkileyen faktörler

NE’nin oluşumunu çeşitli faktörler etkileyebilir. Gece ereksiyonlarının sıklığındaki ara sıra değişikliklerin normal olduğunu ve yaş ve bireysel farklılıklar gibi faktörlerin rol oynayabileceğini unutmamak önemlidir. Gece ereksiyonlarının varlığını veya sıklığını etkileyebilecek bazı faktörler şunlardır:

  • Yaş: NE genç erkeklerde daha yaygın ve belirgin olma eğilimindedir ve yaşla birlikte azalabilir. Ancak uyku sırasında ara sıra meydana gelen ereksiyonlar genellikle her yaşta normal kabul edilir.
  • Hormonal Düzeyler: Birincil erkek cinsiyet hormonu olan testosteron, ereksiyon oluşumu da dahil olmak üzere cinsel işlevlerde rol oynar. Hormonal seviyelerdeki dalgalanmalar veya dengesizlikler gece ereksiyonlarını etkileyebilir.
  • Psikolojik Faktörler: Duygusal sağlık, stres, kaygı ve zihinsel sağlık, gece ereksiyonları da dahil olmak üzere cinsel işlevi etkileyebilir. Psikolojik faktörler bu ereksiyonların hem varlığına hem de yokluğuna katkıda bulunabilir.
  • Uyku Kalitesi: NE’nin, canlı rüya görmeyle ilişkili olan uykunun REM (hızlı göz hareketi) aşamasında ortaya çıkma olasılığı daha yüksektir. Uyku düzenindeki bozulmalar veya uyku bozuklukları gece ereksiyonlarının sıklığını etkileyebilir.
  • İlaçlar: Bazı ilaçlar, özellikle de hormonal düzeyleri etkileyen veya cinsel işlev üzerinde yan etkileri olan ilaçlar, gece ereksiyonlarının oluşmasını etkileyebilir.
  • Damar Sağlığı: Kardiyovasküler hastalık veya diyabet gibi kan akışını etkileyen durumlar, gece ereksiyonlarının oluşması da dahil olmak üzere ereksiyon fonksiyonunu etkileyebilir.
  • Nörolojik Faktörler: Omurilik ve periferik sinirler de dahil olmak üzere sinir sistemini etkileyen bozukluklar veya yaralanmalar gece ereksiyonlarını etkileyebilir.
  • Yaşam Tarzı Faktörleri: Sigara içmek, aşırı alkol tüketimi ve hareketsiz bir yaşam tarzı, potansiyel olarak gece ereksiyonlarının sıklığını etkileyerek erektil disfonksiyona katkıda bulunabilir.
  • Genel Sağlık: Obezite ve genel fiziksel uygunluk gibi faktörler de dahil olmak üzere genel sağlık ve refah, gece ereksiyonlarında rol oynayabilir.

Uykuda ereksiyonun önemi

Gece ereksiyonları veya sabah ahşabı birçok önemli fizyolojik ve psikolojik işleve hizmet eder:

  • Erektil Sağlık Göstergesi: NE erkek cinsel fonksiyonunun doğal ve sağlıklı bir parçasıdır. Ereksiyona ulaşma ve sürdürme yeteneği, genel erektil sağlıkla ilişkilidir. Gece ereksiyonlarının düzenli olarak ortaya çıkması, ereksiyona ulaşmak için gerekli fizyolojik mekanizmaların iyi çalıştığını gösterir.
  • Kan Akışı ve Damar Sağlığı: Gece boyunca meydana gelenler de dahil olmak üzere ereksiyonlar, penise sağlıklı kan akışının sağlanmasına bağlıdır. NE, uygun kan dolaşımını sağlayarak erektil dokuların damar sağlığının korunmasına yardımcı olur.
  • Hormonal Düzenleme: Hormonlar cinsel fonksiyonda çok önemli bir rol oynar. NE hormonal dalgalanmalardan, özellikle de testosterondan etkilenir. Bu ereksiyonların düzenli olarak ortaya çıkması, sağlıklı bir hormonal dengenin göstergesi olabilir.
  • Nörolojik Fonksiyon: Merkezi sinir sistemi cinsel uyarılma ve tepkide anahtar rol oynar. NE’nin REM uykusu sırasındaki nörolojik sinyallerin karmaşık etkileşimiyle bağlantılı olduğuna inanılıyor.
  • Psikolojik İyilik: Psikolojik sağlıkla doğrudan bağlantılı olmasa da, gece ereksiyonlarının olmaması veya kalıcı sertleşme zorluklarının psikolojik etkileri olabilir. Bu durum anksiyeteye, strese veya cinsel işlevle ilgili endişelere yol açabilir ve bu da genel refahı etkileyebilir.
  • Penis Dokularının Bakımı: NS, penis dokularına oksijen verilmesine ve besin sağlanmasına yardımcı olur. Bu sürecin penisin genel sağlığına katkıda bulunduğu düşünülmektedir.

NE sıklığındaki ara sıra değişikliklerin normal olduğunu unutmamak önemlidir. Bununla birlikte, kalıcı değişiklikler veya zorluklar, hormonal dengesizlikler, damar sorunları veya psikolojik faktörler gibi altta yatan sağlık sorunlarının göstergesi olabileceğinden tıbbi müdahaleyi gerektirebilir. Bir Üroloğa danışmak endişelerin giderilmesine ve genel cinsel sağlık ve refahın sağlanmasına yardımcı olabilir.

Psikolojik ve organik ED’de NE

Evet, gece ereksiyonlarının varlığı veya yokluğu, erektil disfonksiyonun (ED, cinsel fonksiyon bozukluğu) psikolojik ve organik (fiziksel) nedenleri arasında ayrım yapmada bir faktör olabilir. Genel olarak şu şekilde çalışır:

1. Psikolojik Erektil Disfonksiyon (ED):

  • Psikolojik ED vakalarında, kişi stres, kaygı, depresyon veya ilişki sorunları gibi zihinsel veya duygusal faktörlerden dolayı ereksiyona ulaşmakta veya ereksiyonu sürdürmekte zorluk yaşayabilir.
  • Psikolojik ED’de gece ereksiyonları sıklıkla korunur. Bir kişinin uyku sırasında kendiliğinden ereksiyon yaşayabilmesi, ereksiyona yönelik fiziksel kapasitenin sağlam olduğunu gösterir.

2. Organik (Fiziksel) Erektil Disfonksiyon (ED):

  • Organik ED, ereksiyonun sağlanması ve sürdürülmesi için gerekli olan kan akışını, sinirleri veya hormonal dengeyi etkileyen fiziksel faktörlerle ilişkilidir.
  • Bazı organik ED vakalarında gece ereksiyonlarında eksiklik olabilir. Bir kişi uyku sırasında sürekli olarak ereksiyona ulaşmada zorluk yaşıyorsa, bu altta yatan bir fiziksel soruna işaret ediyor olabilir.

Gece ereksiyonlarının olmaması fiziksel bir nedene işaret edebilirken, gece ereksiyonlarının varlığının organik nedenleri kesin olarak dışlamadığını belirtmek önemlidir. Psikolojik ve fiziksel faktörler bir arada bulunabilir ve doğru tanı için bir sağlık uzmanı tarafından kapsamlı bir değerlendirme yapılması çok önemlidir.

Uykuda ereksiyon ve testosteron hormonu

Gece ereksiyonları (“sabah ereksiyonları” veya “gece penis şişmesi”) ile testosteron hormonu seviyeleri arasında bir ilişki vardır, ancak ilgili tek faktör bu değildir.

Gece ereksiyonları, uykunun hızlı göz hareketi (REM) aşamasında meydana gelen normal fizyolojik bir olgudur. Bunların testosteron seviyeleri de dahil olmak üzere çeşitli faktörlerle ilişkili olduğuna inanılmaktadır. Testosteron, erkek üreme dokularının ve cinsel işlevin geliştirilmesinde ve sürdürülmesinde önemli bir hormondur. Kan damarlarının gevşemesine yardımcı olan ve penise kan akışını kolaylaştırarak ereksiyona yol açan bir madde olan nitrik oksit üretimini uyarmada rol oynar.

Ancak gece ereksiyonlarının yalnızca testosterona bağlı olmadığını unutmamak önemlidir. Hormonal, nörolojik ve vasküler faktörlerin karmaşık etkileşimi uyku sırasında ereksiyon oluşumuna katkıda bulunur. Aslında erkekler normal testosteron düzeyleri olmasa bile gece ereksiyonları yaşayabilirler.

Psikolojik iyilik hali, genel sağlık ve uyku kalitesi gibi çeşitli faktörler de gece ereksiyonlarının sıklığını ve kalitesini etkileyebilir. Ayrıca REM uykusu sırasında dopamin ve norepinefrin gibi hormonların salınması da bu spontan ereksiyonlara katkıda bulunabilir.

Uykuda ereksiyonun yaş ile ilişkisi

Yaş ile gece ereksiyonlarının sıklığı arasında bir ilişki vardır. Gece ereksiyonları genç erkeklerde daha sık görülür ve yaş ilerledikçe daha az sıklıkta ortaya çıkma eğilimi gösterir. Uyku sırasında kendiliğinden ereksiyon olgusu ergenlik ve erken yetişkinlik döneminde en belirgindir.

Ergenlik ve gençlik yıllarında erkekler sıklıkla sık ve yoğun gece ereksiyonları yaşarlar. Bu olaylar erkek cinsel gelişiminin normal bir parçasıdır ve hormonal değişikliklerden, özellikle de ergenlik döneminde meydana gelen testosteron seviyelerindeki artıştan etkilendiği düşünülmektedir.

Erkekler yaşlandıkça, gece ereksiyonlarının sıklığındaki değişikliklere çeşitli faktörler katkıda bulunabilir. Testosteron üretimindeki kademeli düşüş gibi hormonal değişikliklerin yanı sıra genel sağlık, yaşam tarzı ve uyku düzenindeki değişiklikler de uyku sırasında kendiliğinden ereksiyon oluşumunu etkileyebilir.

Gece ereksiyonlarının sıklığındaki azalma yaşlanmanın normal bir parçası olarak kabul edilirken, bireysel deneyimlerin değişebileceğini unutmamak önemlidir. Bazı yaşlı erkekler düzenli gece ereksiyonları yaşamaya devam ederken, diğerleri bir düşüş fark edebilir. Cinsel işlev veya sağlıkta değişikliklerle ilgili endişeleriniz varsa, kişiselleştirilmiş bir değerlendirme ve rehberlik için bir sağlık uzmanına danışmanız tavsiye edilir.

Psikolojik faktörler ve uykuda ereksiyon

Gece ereksiyonları ile psikolojik faktörler arasında açık bir ilişki vardır. Psikolojik refah, cinsel işlevde önemli bir rol oynar ve zihinsel sağlıktaki değişiklikler, uyku sırasında spontan ereksiyonların ortaya çıkmasını etkileyebilir. Psikolojik faktörlerin gece ereksiyonlarını etkileyebileceği bazı yollar şunlardır:

  • Stres ve Kaygı: Yüksek seviyedeki stres ve kaygı, vücudun rahatlama yeteneğini etkileyebilir ve ereksiyona yol açan normal fizyolojik süreçleri etkileyebilir. Kronik stres veya anksiyete yaşayan kişilerde gece ereksiyonları daha az sıklıkta olabilir.
  • Depresyon: Depresyonun cinsel işlevi etkilediği bilinmektedir ve depresyonu olan kişiler, gece ereksiyonlarının sıklığında potansiyel bir azalma da dahil olmak üzere libido ve erektil işlevlerde değişiklikler yaşayabilir.
  • Duygusal Refah: Genel duygusal refah ve olumlu bir zihinsel durum, sağlıklı bir cinsel işleve katkıda bulunur. Duygusal olarak bağlı ve tatmin olmuş hissetmek, cinsel tepkiyi olumlu yönde etkileyebilir.
  • Uyku Kalitesi: Uykusuzluk veya diğer uyku bozuklukları gibi psikolojik faktörler uykunun kalitesini ve süresini etkileyebilir. Gece ereksiyonlarının uykunun REM aşamasında meydana gelme olasılığı daha yüksektir ve uyku düzenindeki bozulmalar bunların sıklığını etkileyebilir.
  • İlişki Sorunları: İlişki sorunları, çatışmalar veya tatminsizlik, strese ve duygusal sıkıntıya katkıda bulunabilir ve gece ereksiyonları da dahil olmak üzere cinsel işlevi potansiyel olarak etkileyebilir.

Gece Ereksiyonları ve organik faktörler

Fizyolojik ve tıbbi yönleri de içeren organik faktörler, gece ereksiyonlarının oluşumunu çeşitli şekillerde etkileyebilir. İşte bazı örnekler:

  • Hormonal Dengesizlikler: Testosteron, cinsel işlevin düzenlenmesinde rol oynayan önemli bir hormondur ve testosteron seviyelerindeki dengesizlik, gece ereksiyonlarını etkileyebilir. Düşük testosteron seviyeleri, spontan ereksiyonların sıklığında veya kalitesinde azalmaya katkıda bulunabilir.
  • Kardiyovasküler Sağlık: Kardiyovasküler hastalık, ateroskleroz ve hipertansiyon gibi durumlar, genital bölgeye kan akışı da dahil olmak üzere kan akışını etkileyebilir. Gece ereksiyonları da dahil olmak üzere ereksiyonların sağlanması ve sürdürülmesi için uygun kan dolaşımı şarttır.
  • Nörolojik Durumlar: Multipl skleroz veya omurilik yaralanmaları gibi sinir sistemini etkileyen bozukluklar, beyin ile cinsel organlar arasındaki sinyallere müdahale ederek ereksiyona ulaşma ve sürdürme yeteneğini etkileyebilir.
  • Diyabet: Diyabet sinir hasarına (nöropati) ve damar sorunlarına yol açabilir; bunların her ikisi de erektil disfonksiyona katkıda bulunarak potansiyel olarak gece ereksiyonlarının oluşumunu etkileyebilir.
  • İlaçlar: Çeşitli sağlık sorunları için reçete edilenler de dahil olmak üzere bazı ilaçların cinsel işlevi etkileyen yan etkileri olabilir. Potansiyel yan etkileri bir sağlık uzmanıyla tartışmak önemlidir.
  • Endokrin Bozuklukları: Tiroid sorunları gibi endokrin sistem bozuklukları hormonal dengeyi etkileyebilir ve ardından cinsel işlevi etkileyebilir.
  • Uyku Bozuklukları: Uyku apnesi gibi belirli uyku bozuklukları uyku döngülerini bozabilir ve genellikle uykunun REM aşamasıyla ilişkili olduğundan gece ereksiyonlarının oluşumunu etkileyebilir.

Uykuda ereksiyon yoksa bu ne anlama gelir?

Bir kişi gece ereksiyonları yaşamıyorsa, bu spontan ereksiyonları etkileyen faktörler değişebileceğinden, bu mutlaka bir soruna işaret etmeyebilir. Ancak NE sıklığındaki değişiklikler bazen belirli sağlık koşulları veya yaşam tarzı faktörleriyle ilişkilendirilebilir. Bir kişinin gece ereksiyonları yaşamamasının bazı olası nedenleri şunlardır:

  • Yaş: Daha önce de belirtildiği gibi gece ereksiyonlarının sıklığı yaşla birlikte azalma eğilimindedir. Yaşlı erkeklerin uyku sırasında daha az spontan ereksiyon yaşaması normaldir.
  • Hormonal Değişiklikler: Hormonal dengesizlikler, özellikle de testosteron seviyelerindeki önemli düşüş, gece ereksiyonlarının oluşumunu etkileyebilir.
  • Psikolojik Faktörler: Stres, anksiyete, depresyon veya diğer psikolojik faktörler NE dahil cinsel işlevi etkileyebilir. Duygusal refah, cinsel sağlıkta çok önemli bir rol oynar.
  • Uyku Bozuklukları: Uyku apnesi veya uykusuzluk gibi belirli uyku bozuklukları uykunun kalitesini ve süresini etkileyebilir ve potansiyel olarak gece ereksiyonlarını etkileyebilir.
  • İlaçlar: Bazı ilaçların gece ereksiyonları da dahil olmak üzere cinsel işlevi etkileyen yan etkileri olabilir. Herhangi bir endişenizi bir sağlık uzmanıyla tartışmak önemlidir.
  • Genel Sağlık: Kronik hastalıklar, kardiyovasküler hastalıklar ve diğer sağlık sorunları kan akışını etkileyebilir ve cinsel işlevde değişikliklere katkıda bulunabilir.
  • Yaşam Tarzı Faktörleri: Kötü beslenme, egzersiz eksikliği, sigara içme ve aşırı alkol tüketiminin tümü cinsel sağlık sorunlarına katkıda bulunabilir.

Uykuda ereksiyonu olmayan hastalar için yapılacak testler

Hastada gece ereksiyon eksikliği (uykuyla ilişkili ereksiyon) yaşanıyorsa ve bu sorun devam ediyorsa, bir sağlık uzmanı altta yatan nedenleri belirlemek için kapsamlı bir değerlendirme önerebilir. Yapılan spesifik testler bireyin tıbbi geçmişine, semptomlarına ve genel sağlık durumuna göre değişiklik gösterebilir. İşte dikkate alınabilecek bazı testler:

Gece Penis Şişme (NPT) İzleme: Bu test, uyku sırasında penis sertliği ve çevresindeki değişiklikleri ölçen bir cihazın kullanımını içerir. NE’nin varlığını ve kalitesini değerlendirmeye yardımcı olur.

  • Hormon Düzeyleri: Testosteron da dahil olmak üzere hormon düzeylerini ölçmek için yapılan kan testleri, sertleşme sorunlarına katkıda bulunabilecek hormonal dengesizliklerin belirlenmesine yardımcı olabilir.
  • Kan Şekeri Testi: Risk altındaki veya diyabet semptomları olan bireyler için açlık kan şekerini veya HbA1c’yi ölçen bir kan testi önerilebilir. Diyabet damar ve sinir fonksiyonlarını etkileyerek erektil sağlığı etkileyebilir.
  • Lipid Profili: Yüksek kolesterol seviyeleri ve kardiyovasküler sorunlar erektil disfonksiyona katkıda bulunabilir. Lipid profili kandaki kolesterol düzeylerini ölçer.
  • Kardiyovasküler Değerlendirme: Kardiyovasküler sistemin genel sağlığını değerlendirmek için tam bir kardiyovasküler muayene, kan basıncı ölçümü ve muhtemelen bir elektrokardiyogram (EKG) gibi testler yapılabilir.
  • Psikolojik Değerlendirme: Stres, kaygı ve depresyon gibi psikolojik faktörlerin kapsamlı bir değerlendirmesi yapılabilir. Bazen daha ileri değerlendirme için bir ruh sağlığı uzmanına başvurmak gerekli olabilir.
  • Çift Yönlü Ultrason: Bu test, penis arterlerindeki kan akışını değerlendirmek için ultrason kullanır. Damar sağlığıyla ilgili sorunların belirlenmesine yardımcı olabilir.
  • Nörolojik Değerlendirme: Cinsel tepkide rol oynayan sinirlerin fonksiyonunu değerlendirmek için nörolojik muayene yapılabilir.
  • İdrar tahlili: Böbrek hastalığı veya diyabet belirtilerini kontrol etmek için idrar tahlili yapılabilir.

NE eksikliği olan hastaların tedavisi

NE eksikliği yaşayan hastaların tedavisi, kapsamlı bir tıbbi değerlendirme yoluyla belirlenen altta yatan nedenlere bağlıdır. Tedavi yaklaşımları hem fiziksel hem de psikolojik faktörlerin ele alınmasını içerebilir. İşte bazı genel stratejiler:

  • Temel Sağlık Durumlarının Ele Alınması: Tıbbi testler diyabet, kardiyovasküler hastalık, hormonal dengesizlikler veya nörolojik sorunlar gibi altta yatan sağlık sorunlarını ortaya koyuyorsa, bu durumların ele alınması çok önemlidir. Tedavi, ilaçları, yaşam tarzı değişikliklerini veya tanımlanan duruma özgü diğer müdahaleleri içerebilir.
  • Hormon Replasman Tedavisi (HRT): Hormonal dengesizliklerin, özellikle de testosteron düzeylerinin düşük olduğunun tespit edildiği durumlarda, hormon replasman tedavisi düşünülebilir. Bu, eksik hormonların takviyesini veya değiştirilmesini içerir.
  • Erektil Disfonksiyona Yönelik İlaçlar: Fosfodiesteraz tip 5 (PDE5) inhibitörleri (örn. sildenafil, tadalafil) gibi ilaçlar, penise kan akışını iyileştirmek ve ereksiyonları kolaylaştırmak için reçete edilebilir. Bu ilaçlar genellikle erektil disfonksiyonun hem fiziksel hem de psikolojik nedenleri için etkilidir.
  • Psikolojik Danışmanlık veya Terapi: Gece ereksiyonunun olmamasına psikolojik faktörler katkıda bulunuyorsa, danışmanlık veya terapi önerilebilir. Bilişsel-davranışçı terapi (CBT) ve seks terapisi kaygı, stres veya ilişki sorunlarının ele alınmasında faydalı olabilir.
  • Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemek ereksiyon fonksiyonunu olumlu yönde etkileyebilir. Bu, düzenli egzersiz yapmayı, sağlıklı kiloyu korumayı, alkol tüketimini azaltmayı, sigarayı bırakmayı ve rahatlama teknikleriyle stresi yönetmeyi içerir.
  • Vakumlu Ereksiyon Cihazları: Vakumlu ereksiyon cihazları, penisin etrafında bir vakum oluşturarak, ereksiyonu sağlamak için kanı organın içine çeker. Bu cihazlar belirli durumlarda düşünülebilir.
  • İntrakavernozal Enjeksiyonlar: İlaçların (alprostadil gibi) doğrudan penise enjeksiyonu, kan akışının uyarılmasına ve ereksiyonun uyarılmasına yardımcı olabilir. Bu yöntem genellikle ağızdan alınan ilaçların etkisiz olduğu durumlarda kullanılır.
  • PRP ve ESWT: Trombosit Açısından Zengin Plazma (PRP) tedavisi ve Ekstrakorporeal Şok Dalga Terapisi (ESWT), gece ereksiyonlarıyla ilgili sorunlar da dahil olmak üzere erektil disfonksiyon için araştırılan yeni ortaya çıkan tedavilerdir. ED için PRP, ESWT veya ortaya çıkan diğer tedavileri düşünen kişiler bir üroloğa danışmalıdır.
  • Penis İmplantları: Diğer tedavilere yanıt vermeyen şiddetli sertleşme bozukluğu olan kişiler için, penis implantlarının cerrahi olarak yerleştirilmesi düşünülebilir. Bu daha invazif bir seçenektir ve genellikle diğer tedavilerin başarısız olduğu durumlar için kullanılır.

Özet

Gece ereksiyonları, kişi uyurken gece boyunca meydana gelen kendiliğinden ve istemsiz penis ereksiyonlarıdır. Bu ereksiyonlar, erkek fizyolojisinin normal ve sağlıklı bir parçasıdır ve tipik olarak uykunun hızlı göz hareketi (REM) aşamasıyla ilişkilendirilir. NE genel ereksiyon sağlığının, hormonal dengenin ve nörolojik fonksiyonun göstergeleri olarak hizmet eder. Her ne kadar cinsel uyarılma veya rüyalarla bağlantılı olmasalar da bunların yokluğu veya kalıcı değişiklikleri tıbbi müdahaleyi gerektirebilir. Yaş, hormonal seviyeler, psikolojik sağlık ve genel sağlık gibi çeşitli faktörler gece ereksiyonlarının oluşumunu etkileyebilir. Erektil fonksiyonla ilgili endişeler ortaya çıkarsa, kapsamlı bir değerlendirme ve uygun rehberlik için bir Ürologla görüşmeniz önerilir.

Prof. Dr. Emin ÖZBEK

Ürolog

İstanbul, Türkiye

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

WhatsApp
1