RENAL KOLİK

Renal Kolik: Belirtileri, Tanı ve Tedavisi

Renal kolik veya böbrek ağrısı (böbrek sancısı), Üroloji hastalarında sık karşılaştığımız şikayetlerden (semptom) birisidir. Renal kolik bazı hastalıklarla karışabilir. Tedaviye başlamak için öncelikle ağrının nedenini ortaya koymak gerekir. Daha önceden böbrek taşı düşürme hikayesi olanlarda öncelikli olarak renal kolik düşünülebilir. Ancak gene de tanıyı kesinleştirmek gerekir. Böbrek sancısının tanısını koymak çok zor değildir. Hastanın sorgulanması, muayene ve radyolojik tetkiklerle tanıyı koymak mümkündür. Bu yazımda renal kolik nedenleri, tanı (teşhis) ve tedavisinden bahsedeceğim.

 

Renal kolik nedir?

Akut renal kolik veya böbrek ağrısı, tipik olarak yan tarafta böbrek bölgesinde ortaya çıkan, karın ön duvarı ve kasığa ve testise doğru yayılan ani başlayan şiddetli ağrıdır. Genellikle idrar yolunun taş ile tıkanması ve idrar akımının engellenmesi sonucu ortaya çıkar ve sıklıkla bulantı kusma ile birliktedir.

Böbrek sancısı çoğunlukla böbrekten mesaneye idrar taşıyan idrar kanalının (üreter) tıkanması sonucu ortaya çıkan ciddi ağrılardır. Kolik tarzı ağrı, künt ağrılardan farklı olarak periyodik şekilde gelir, genellikle bulantı kusma eşlik eder ve istirahat ile geçmez veya hafiflemez. Bu ağrı periyotları 20-60 dakika kadar sürebilir.

Renal kolik ağrıları toplumda %5-15 oranında görülmektedir. Erkeklerin %12 ve kadınların yaklaşık %6 kadar bir kısmı yaşamlarında bir veya daha fazla taş düşürürler ve kolik ağrıları ile karşılaşırlar.

Renal kolik sıklıkla üreterin üç bölgesindeki taşlara bağlı olarak ortaya çıkar, çünkü bu kısımlarda üreter kanalı dardır ve taşlar buralarda kolaylıkla tıkanıklık yaparlar ve düşmeleri zordur. Bu gölgeler;

  • UPJ bölgesi
  • Üreterin orta seviyelerinde iliak damarlarlarla çaprazlaştığı bölge
  • Üreterin mesaneye girdiği kısım (üretero vezikal bileşke)

 

Renal koliğin mekanizması nasıldır?

Renal kolik, üreter kanalındaki bir taşın kanalı tıkaması sonucu tıkanıklığın üstünde kalan üreter ve pelvisin genişlemesi sonucu ortaya çıkar. Kolik ağrısı üreter kasının kasılması, üreteral sinyal ileti yollarının aktivasyonu sonucu tıkanıklığın üst kısmında üreter peristaltizmlerinin artması, taşa bağlı oluşan lokal inflamasyon, böbrek iç kısmındaki kalisiyel sistemin genişlemesi sonucu böbrekte şişme, ödem, irritasyon ve böbrek kapsülünün gerilmesi sonucudur.  Bu olaylar sonucu ureter, renl pelvis ve böbrek kapsülündeki gerginlik reseptörleri uyarılır ve ağrı ortaya çıkar.

Ağrının şiddeti ile taşın büyüklüğü arasında her zaman direk bir ilişki yoktur. Üreter kanalını tamamen kapatan taşlarda ağrı daha kısa sürelidir, çünkü bu vakalarda değişik kompanzasyon mekanizmaları ile idrar direnajı olur. Oysa kısmi obstrüksiyonlu hastalarda ağrı daha uzun sürelidir.

 

Renal kolik nedenleri ve risk faktörleri nelerdir?

Renal kolik görülme oranı herkeste ayni sıklıkta değildir. Bazı risk faktörleri renal kolik görülme oranının artırır. Bu risk faktörleri şunlardır;

  • Dehidratasyon:
  • Yüksek doz D vitamini alımı
  • Aşırı doz diüretik kullanımı
  • Ailede taş olması
  • Daha önceden böbrek taşı düşürmek
  • Gebelik
  • Yakında geçirilmiş ameliyat
  • İdrar yolu enfeksiyonu olması
  • Kalsiyum içeren mide ilaçları kullanımı
  • İdrarda aşırı kalsiyum atılımı
  • Proteinden zengin diyet
  • Bazı ilaçlar
  • Chrohn ve Ülseratif kolit hastalığı:
  • Hiperparatiroidizm

 

Renal kolik ile karışabilen hastalıklar nelerdir?

Taş düşürmeden de insanlar böbrek ağrısı çekebilirler veya bazı hastalıklara bağlı ağrılar böbrek sancısı ile karışabilir. Üreter kanalını tıkayan her hangi bir olay mesela kan pıhtısı veya komşu organların hastalığı ve bunların sonucu üreter kanalının tıkanması kolik ağrılarına yol açabilir.

Bir çok hastalık böbrek ağrısı yapabilir ve renal kolik ile karışabilkir, ancak bunlar kronik olaylar olduğu için akut renal kolik değildirler. Bu hastalıklar şunlardır;

  • Abdominal aorta anevrizması
  • Angiomyolipoma
  • Safra kesesi ve safra kanalı taşları
  • İliak arter anevrizması
  • Kadınlarda over torsiyonu
  • Peritonit
  • Piyelonefrit
  • Böbrek kanseri
  • Kostokontrit
  • Herpes Zoster
  • Üretere double J kateter takılması veya çekilmeden hemen sonra
  • Kadınlarda endometriozis
  • Dıştan üreter bası yapan nedenler
  • Nörolojik kökenli ağrılar
  • Kas iskelet sisteminden kaynaklanan ağrılar
  • Böbrek papiller nekrozu
  • Plevral kökenki ağrılar
  • Piyelonefrit
  • Başka organların yansıyan ağrıları
  • Böbrek apsesi, infarktüs
  • Renal ven trombozu
  • Retroperitoneal fibrozis
  • Böbrek kanaması
  • Üreter darlıkları
  • UPJ darlığı
  • Ureteroskopik incelemelerden sonra
  • Üst üriner sistem enfeksiyonları
  • Ektopik gebelik
  • Over torsiyonu
  • Kadınlarda tüplerdeki kitleler
  • Testis torsiyonu
  • Testis kanseri
  • Testis enfeksiyonları (orşit)
  • Akut aortik sendrom
  • Böbrek infarktüsü
  • Dalak infarktüsü
  • Barsak tıkanması
  • Divertikülit
  • Apendisit
  • Akut barsak iskemisi
  • Pnömoni
  • Akciğer embolisi
  • Retroperitoneal kanama
  • İliopsoas apsesi

 

Renal koliğin belirtileri nelerdir?

Kolik hastalarında klinik olarak eşlik eden başka şikayetler de olabilir. Bunlar bazen gastrointestinal sistem hastalıkları ile karışabilir. Böbrek koliği olan hastalarda sıklıkla görülen semptomlar (belirtiler) şunlardır;

  • Yan ağrısı: Kolik olan hastalarda ayni taraf yanda, böbrek bölgesinde, kaburgalaraa ve göğüs alt kısımlarına doğru vuran şiddetli ağrı olabilir. Bazen bu ağrılar karın ve kasıklara doğru yayılabilir.
  • Bulantı ve kusma: Genellikle kolik ağrılarına bulantı ve kusma da eşlik eder. Bunun nedeni ürriner sistem ile sindirim sistemi (gastrointestinal sistem) sisinrleri arasında bir bağlantı olmasıdır.
  • Dizüri: Sıklıkla kolik hastalarında idrar yaparken yanma olur, bu durum hastalığın nedeni ile ilişkilidir.
  • Hematüri: İdrardan mikroskobik veya makroskopik kanama olabilir. Yani mikroskobik incelemede görülebilen veya gözle görülen kanamalar kolik ile birlikte bulunabilir.
  • Bulanık idrar: İdrar yoluda eğer enfeksiyon da varsa bu durumda kolik sancıları olan hastalarda idrar bulanık görülebilir.
  • Kristalüri: İdrarda kristaller olabilir. Mikroskopik incelmede görülür. Çoğunlukla kalsiyum okzalat kristalleridir.
  • İdrar yapma alışkanlıkları değişebilir: Ani idrara çıkma hissi, sık sık idrara çıkma ihtiyacı gibi idrar şikayetleri altta yatan hastalığa bağlı olarak görülebilir.
  • Ateş, üşüme titreme: Bu durumlarda böbrek parankiminin enfeksşyonunu düşünmek gerekir. Bu hastalarda acil yatış ve antibiyotik tedavisi gerekir.
  • Polllaküri, poliüri: Çok sık idrara çıkma ve çok idrar yapma olabilir.
  • Glob: Hastalarda idrar yapamama durumudur. Yaşlı erkeklerde prostat büyümesi (BPH), üretrayı tıkayan bir taş olabilir.

 

Renal kolik komplikasyonları nelerdir?

Renal kolik erken ve zamanında taeşhis edilip uygun tedavi yapılmazsa bazı komplikasyonlara neden olabilir. Bu komplikasyonlar;

  • Tedaviye bağlı komplikasyonlar
  • İdrar yapamama
  • Böbrek hasarı
  • Böbrek fonksiyon kaybı
  • Taşların tekrarlaması
  • İdrar yolu enfeksiyonları

 

Ne zaman doktor çağrılmalı?

Ciddi böbrek ağrıları çeken hastaların evde doktor tavsiyesi ve reçetesi olmadan devamlı ağrı kesiciler kullanmaları ve hastaneye gitmemeleri doğru değildir. Ağıdaki durumlarda böbrek sancısı çeken hastalar mutlaka en yakın hastaneye, Üroloji kliniğine başvurmalıdır.

  • Devam eden ve durmayan bulantı ve kusma varsa
  • İdrarda kanama devam ediyorsa
  • Hiç idrar yapamama veya çok az idrar yapma
  • İlaçlarla iyileşmeyen ağrı varsa
  • Devamlı yüksek ateş varsa
  • Normalden çok sık idrara çıkma varsa

 

Renal kolikten korunmak mümkün mü?

Her hastalıkta olduğu gibi böbrek ağrılarından da korunabilmek mümkündür. Genellikle daha önceden koliği olan ve taş düşüren hastalar korunma konusunda bilgilendirilmişlerdir. Renal kolikten korunmak veya daha sonra tekrar oluşmasını engellemek için hastalarımıza şu önerilerimize uymalarını tevsiye ediyoruz;

  • Günlük su alımını artırmak: Özellikle sıcak bölgelerde yaşayanların sıvı alımını artırması önemlidir. Taş düşüren hastalar günde en az 2,5-3 lt sıvı tüketmelidir.
  • Tuz kısıtlaması: Böbrek taşı düşüren hastaların günlük tuz alımını kısıtlaması, tuzdan fakir diyetle beslenmesi önemlidir.
  • Hayvansal protein alımını kısıtlamak: Hayvansal proteinlerden zengin diyetle beslenenlerde taş oluşumu sıktır. Taş düşüren hastaların hayvansal proteinlerden fakir bir diyetle beslenmesi, taş oluşumunu azaltır.
  • Kalsiyum kısıtlamak doğru değildir: Böbrek taşı düşüren hastalarda kalsiyum kısıtlaması doğru değildir, ancak bu hastalar aşırı kalsiyum alıyorlarsa normal seviyelere inmelidirler.
  • Kalsiyum içeren ilaç kullanımından sakınmak: Aşırı kalsiyum içeren ilaçlar taş hastaları için uygun değildir. Bu ilaçlar idrarda kristal oluşumunu ve sonuçta taş ve kolik oluşumunu artırır.
  • Okzalat içeren dyetlerden uzak durmak: Okzalat taşları düşüren hastaların diyetlerinde fazla okzalat almamaları önemlidir.

 

Renal kolik tedavisi nasıl yapılır?

Renal kolik, ciddi ağrılara yol açar. Bu bakımdan acil bir durumdur ve hastanın bir an önce ağrısının giderilmesi gerekir. Acil servise ağrı ile gelen bir hastaya ağrı kesici başlamadan önce, ağrının nedeni mutlaka ortaya konmalıdır. Çünkü ağrı, bir hastalık değil, bir çok hastalığın belirtisidir. Bize ağrı ile gelen bir hastada ağrının nedeni olarak renal kolik olduğunu kesin olarak ortaya koyduktan sonra tedavisine başlarız. Renal kolik hastalarında erken ağrı kesici amacıyla verilebilecek ilaçlar;

  • NSAIDs
  • Opiate grubu ağrı kesiciler
  • Lidokain (iv)
  • Ağrı kesiciler
  • Kolik tedavisinde kullanılan ilaçlar

Bu ağrı kesiciler dışında taş hastalarında taşın düşmesine yardımcı olabilecek veya daha sonra taş oluşumunu engelleyecek ilaçlar verilebilir. Bu tedavilere hastaların acil durumu rahatlatıldıktan sonra başlanır ve taburcu olduktan sonra kullanırlar.

  • Allopurinol
  • Alfa blokerler
  • Antibiyotikler
  • Sistin taşlarına karşı tedavi
  • Diüretikler
  • Potasyum sitrat veya sodyum bikarbonatidrar pHsını düzenler ve taş oluşumunu engeller.

 

Not: Renal kolik tedavisinde ağrı kesici kullanırken dikkat edilmesi gereken çok önemli bir husus; ağrı kesici olarak aspirin kullanılmamasıdır. Çünkü bu hastalarda acil cerrahi girişim gerekirse aspirin kanamayı artıracağından ameliyat gerçekleştirilemez.

 

Hastaların acil olarak ağrısı giderildikten sonra normal şartlarda taş tedavisi yapılabilir. Günümüzde taş cerrahisi daha çok kapalı yöntemlerle 8endoskopik) yapılmaktadır. Açık ameliyat yok denecek kadar azdır. Bizim de sıklıkla kullandığıız endoskopik veya minimal invaziv taş tedavi yöntemleri şunlardır;

  • ESWL: Vücut dışından şok dalgaları işle taşların kırılması
  • Ureterorenoskop (URS): Kapalı yöntemle idrar kanalından girilip taşın kırılması
  • Perkutan nefrolitotomi (PCNL, PNL): Kapalı yöntemle vücuttan 1 cm kesi yapılarak taşın kırılması.
  • Üreteral stent (üreteral kateter): Taş kırıldıktan sonra üretere stent konması (double J stent). Bazen bu stentler hamile olan ve bu nedenle ameliyat olamayacak bayanlarda geçici olarak konur ve doğum sonrası uygun cerrahi/ endoskopik işlem uygulanır.

Şu durumlarda üreteral kolik hastalarında erken cerrahi veya endoskopik müdahale gerekir;

  • 9 mm den daha büyük taş olması
  • Taş dansitesinin büyük olması (700 Hounsfield üniteden büyük)
  • Taşı 0,2 cc ve üzerinde olması
  • Üreter duvar kalınlığının 2 mm ve üzerinde olması
  • Ekstrarenal pelvis olması
  • Renal pelvisin ön arka çapının 18 mm ve daha fazla olması

Özet olarak; renal kolik genellikle üreter kanalının taşla tıkanması sonucu ortaya çıkan ve bulantı kusmanın eşlik ettiği ciddi ve acil tedavi gerektiren bir ağrıdır. Tanı konduktan sonra hastanın ağrıları giderilir ve daha sonra normal şartlarda taş veya diğer nedenlere yönelik kesin tedavi yapılır.

 

Prof. Dr. Emin ÖZBEK

Üroloji Uzmanı

İstanbul-TÜRKİYE

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

WhatsApp
1