“Ürolitiazis”, yani üriner sistemin taş hastalığı idrar yolu enfeksiyonu ve erkeklerde iyi huylu prostat büyümesi (BPH, benign prostat hiperplazisi) gibi üriner sistemin sık görülen iyi huylu (kanser olmayan) hastalıklarındandır. Bu yazımda üriner sistem taş hastalığı için risk oluşturan, yani taş oluşmasını artıran faktörlerden bahsedeceğim.
Ürolitiazis, yani üriner sistem taş hastalıkları için risk faktörlerini şu şekilde sıralayabiliriz;
- Irk
- Yaş
- Cinsiyet
- Kristalüri
- Üriner sistemin anatomik bozuklukları
- Üriner sistemde uzun süreli tıkanıklıklar
- Üriner sistem enfeksiyonları
- Nörojen mesane nedeniyle sondalı yaşayan hastalar
- Sosyoekonomik faktörler
- Diyet (beslenme alışkanlıkları)
- Metabolik sendrom
- Mesleki faktörler
- İklim
- Ailede taş olması
- Kullanılan ilaçlar
Irk. Yapılan çalışmalarda beyaz ırkta (açık ten rengine sahip kişiler) üriner sistem taş hastalığının daha sık görüldüğü bildirilmiştir. Bu bakımdan taş oluşumu için beyaz ırk bir risk faktörüdür. .
Yaş: Üriner sistem taş hastalığı her yaşta görülür, ancak 20-50 yaş arasında daha sık olarak karşımıza çıkmaktadır. Taş düşüren kişilerde tekrarlama oranı 1 yıl içinde %10, 5. Yıldan sonra %30-35 ve 10 yıldan sonra % 50 civarındadır. Bu bakımdan taş hastaları taşın tekrarlamasına karşı uyarılmalı ve gerekli koruyucu önerilerde bulunurmalıdır.
Cinsiyet: Üriner sistem taş hastalığı erkelerde daha sık olarak görülür. Bunun nedeni tam olarak bilinmemektedir, ancak erkeklik hormonunun (testosteron) taş oluşumunda önemli rol oynayan okzalat yapımı ve kristalizasyonu artırmasının, kadınlarda ise östrojen hormonunun taş oluşumunu engelleyen idrarla atılan sitrat miktarını artırmasının bir sonucu olduğu düşünülmektedir. Yaşamı boyunca bir kişinin taş hastalığı riski erkeklerde 10 kişide 1 iken, kadınlarda bu oran daha düşüktür, ortalama 30 kişide 1 kadar.
Kristalüri: Kristalüri, yani idrarda kristallerin (halk arasında kum denen yapılar) görülmesi ürolitiazis için bir risk faktörüdür. Özellikle kalsiyum okzalat taşı düşüren hastaların idrarında kalsiyum okzalat kristalleri fazla miktarda bulunur.
Üriner sistemin anatomik bozuklukları: Böbrek, üreter, renal pelvisin doğuştan normal yapıda olmamaları taş için bir risk faktörüdür. At nalı böbrek, uretero pelvik bölge darlığı (UPJ darlığı), üreterlerin doğuştan çift olması vs… taş oluşumuna yol açar.
Üriner sistemde uzun süreli tıkanıklıklar: Doğuştan anatomik darlıklara ilaveten üriner sistemde sonradan ortaya çıkan darlıklar idrarın akışını yavaşlatıp enfeksiyona neden olduklarından ve kristallerin fazlaca birikmesine yol açacağından taş oluşumu bu hastalarda sıktır. Yaşlı erkek hastalarda iyi huylu prostat büyümesi (BPH) hastalığında mesane tam olarak bolalamayacağından zamanla bu hastalarda mesane taşları oluşur. Kesin tedavi BPH ‘ın tedavi edilmesidir. Eğer mesanede prostat büyümesine bağlı taş oluşumu varsa bu durumda mutlaka prostat ameliyatı yapılmalıdır.
Üriner sistem enfeksiyonları: Bazı taş türlerinin oluşmasında enfeksiyonlar çok önemlidir. Staghorn (magnezyum amonyum fosfat taşları) taşlar olarak ta bilinen bu taş grubunun oluşmasında üreaz pozitif (üreaz enzimine sahip bakteriler) mikro organizmalarla oluşan idrar yolu enfeksiyonları çok önemlidir. Bu mikroorganizmalar: Proteus, Pseudomonas, Providencia, Klebsiella,Staphylococci ve Mycoplasma. Bu grup taşlar bayan hastalarda daha sıktır ve sık sık nüks ederler. Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonlarında bu grup taşları araştırmak gerekir. Tedavide mutlaka enfeskiyonun tedavi edilmesi gerekir, taşlar çok büyükse cerrahi yöntemler uyglanmalıdır.
Nörojen mesane nedeniyle sondalı yaşayan hastalar: Nörojen mesane nedeniyle uzun süre sonda kullanan hastalarda mesane taşı riski artmıştır. Bu hastalarda kronik tahriş ve enfeksiyon sonuucu mesane taşları sık görülür.
Sosyoekonomik faktörler: İdrar yolunun taş hastalığı endüstrileşmiş ve refah ülkelerinde sıktır. Gelişmiş toplumlarda taş hastalığının sık görülmesinin nedeni olarak özellikle günümüzde bu toplumlarda aşırı beslenme ve hareketsizlik gibi faktörlere bağlı olarak metabolik sendromun sık görülmesine söyleyebiliriz. Ancak her ne kadar tıbbi bilgiler bu şekilde olsa da üriner sistem taşlarını geri kalmış bölgelerde ve toplumlarda, beslenme ve hijyenik şartların iyi olmadığı toplumlarda daha sık olarak görmekteyiz.
Diyet (beslenme alışkanlıkları): Diyet ürolitiazis için önemli bir risk faktörüdür. Doymuş ve doymamış yağ asitleri, hayvansal protein ve karbonhidrattan (şeker) zengin diyet ve liften fakir, hayvansal proteinlerden ve rafine olmamış karbonhidratlardan fakir diyetle beslenenlerde taş hastalığı sık görülür. Enerjisi düşük diyetle beslenenlerde ve vejeteryanlarda taş hastalığı daha seyrek görülür. Az sıvı tüketme ve aşırı sodyum (tuz) ile beslenme gene taş hastalığı riskini artırır.
Metabolik sendrom: Metabolik sendrom çağımızın, modern toplumun bir hastalığıdır. Obezite (şişmanlık), hipertansiyon (tansiyon yüksekliği), Trigliserid (kolesterl) yüksekliği, şeker hastalığı (açlık kanşeri yüksekliği), HDL (yüksek dansiteli kolesterol veya iyi kolesterol) düşüklüğü metabolik sendrom parametreleri olarak bilinir. Bu 5 bulgudan 3 tanesinin bir arada bulunması metabolik sendrom olarak bilinir. Metabolik sendromlu olan hastalarda taş hastalığı daha sık olarak görülür. Bir kişide metabolik sendrom komponentleri ne kadar fazla ise taş oluşumu riski de o oranda fazladır. Gelişmiş ülkelerde taş hastalığının sık görülmesi, batı tipi beslenmenin bir sonucu olarak metabolik sendromun bu toplumklarda daha fazla görülmesiyle ilişkilidir.
Mesleki faktörler: Mesleği gereği sıcak ısılı ortamlarda çalışanlarda ve fiziksel olarak fazla aktif, hareketli olmayanlarda taş hastalığı daha sık görülür.
İklim: Sıcak iklim bölgelerinde yaşayanlarda dehidratasyon (sıvı kaybı) nedeniyle taş hastalığı riski artar. Bu kişilerde özellikle ürik asit taşları daha sıklıkla görülür. Sıcak bölgelerd insanlar ultraviuole ışığına daha fazla maruz kalır, hunun sonucu olarak vitamin D3 yapımı artar. Gene güneş ışığına uzun süre maruz kalanlarda idrarda kalsiyum ve okzalat atılım artar, bu da taş oluşumuna neden olur. Bu durum beyaz tenli kişilerde daha önemlidir, bu durum siyah ırkta niçin taş oluşumunun daha az olduğunu açıklar. Günümüzde global ısınma sonucu olrak taş hastalığının görülme oranında da bir artış vardır.
Ailede taş olması: Taş hastalığında aile anamnezi (aile hikayesi) önemlidir. Ailesinde taş olan kişilerde taş oluşma riski olmayanlara göre daha yüksektir. Ailelerinde taş olanlarda taş tedavi edilse dahi tekrarlama oranı daha yüksektir ve bu hastalarda birden fazla taş görülebilir. Tek yumurta ikizlerinde birinde taş varsa diğerinde de olma oranı % 50’nin üzerindedir.
Kullanılan ilaçlar: Bazı ilaçların uzun süreli kullanımı üriner sistem taşlarının oluşumunu artırır. Bunlar: Antihipertansif (tansiyon ilacı) bir ilaç olan triamteren içeren ilaçlar, uzun süre silica içeren antiasit kullanan hastalarda silikat taşları sık görülür. Karbonik anhidraz inhibitörü kullanımı gene taş oluşumunu hzlandırır. AIDS hastalarının tedavisinde kullanılan proteaz inhibitörlerinin yan etkisi olarak üriner sistem taşları oluabilir. Bu taşlara “indinavir taşları” denir.
Prof. Dr. Emin ÖZBEK
Üroloji Uzmanı
Referanslar
- Campbell-Walsh Urology 12th Edition
- Smith´s General Urology, 17th Edition
- Correlation of metabolic syndrome and urolithiasis: A prospective cross-sectional study.Rams K, Philipraj SJ, Purwar R, Reddy B.Urol Ann. 2020;12(2):144-149.
- 4.Prevalence, pathophysiological mechanisms and factors affecting urolithiasis.Khan A.Int Urol Nephrol. 2018 May;50(5):799-806. doi: 10.1007/s11255-018-1849-2.
- [Modifiable and non-modifiable risk factors for urolithiasis].Praus F, Schönthaler M.Urologe A. 2019 Nov;58(11):1281-1288.
- Riskfactors for recurrent urolithiasis in children.De Ruysscher C, Pien L, Tailly T, Van Laecke E, Vande Walle J, Prytu?a A.J Pediatr Urol. 2020 Feb;16(1):34
Cevap bırakın